4.11.1983 Tarihi Sonrasında İmar Planında Kamusal Alana Ayrılması Sebebiyle Hukuken El Atılan Taşınmazlara Yönelik Açılan Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat Davalarında Maktu Harç Uygulanması Gerektiğine Dair Yargıtay Kararı.

4.11.1983 Tarihi Sonrasında İmar Planında Kamusal Alana Ayrılması Sebebiyle Hukuken El Atılan Taşınmazlara Yönelik Açılan Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat Davalarında Maktu Harç Uygulanması Gerektiğine Dair Yargıtay Kararı.

Bilindiği üzere 4.11.1983 tarihi sonrasında hukuken el atılan taşınmazlar yönünden 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’na eklenen Ek Madde 4’ün son fıkrası gereği harcın maktu alınması gerekmektedir. (Fiilen el atılan taşınmazlara dair ise bu tarih sonrası için nispi harç uygulanması devam etmektedir.) Konuya dair Yargıtay Kararı aşağıda sunulmaktadır:

 

 

T.C.

YARGITAY

5. HUKUK DAİRESİ

E. 2023/8456

K. 2024/1530

T. 13.2.2024

DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kamu düzenine ilişkin olarak kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR : I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Ankara ili, Çankaya ilçesi, … Mahallesi, 44525 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında spor alanı olarak planlandığından, bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; idari yargının görevli olduğunu, uzlaşma talebinde bulunulmadığını, özel spor alanında bulunması nedeniyle maliklerince tasarruf edilebileceğini, husumetin kendilerine düşmediğini, hak düşürücü süre ve zamanaşımının sona erdiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaza fiilen el atılmadığından davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, husumetin kendilerine düşmediğini, taşınmazın özel spor alanında bulunduğunu, paydaşlar tarafından idari yargıda açılan davada davanın reddine karar verildiğini, rayicin üzerinde bedel belirlendiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın öncesinde 1/5000 ölçekli planda park alanı iken, … Belediye Meclisinin 07.08.2006 tarihli ve 391 Sayılı kararı ile uygun görülen, … Büyükşehir Belediye Meclisince de 30.11.2006 tarihli ve 2963 Sayılı kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve 84178 numaralı parselasyon planı kapsamında Emsal: 0.05, Hmax: 6.50 m. yapılaşma koşullarında Spor Alanı olarak tanımlandığı, kamulaştırılması gereken alanlara ilişkin alınan … Büyükşehir Belediye Meclisinin 16.03.2012 tarihli ve 435 Sayılı kararına istinaden söz konusu parselin kullanım kararının “özel spor alanı” olarak düzenlenmesine ilişkin hazırlanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin … Belediye Meclisinin 03.11.2015 tarihli ve 799 Sayılı kararı ile uygun görüldüğü, … Büyükşehir Belediye Meclisince 12.01.2016 tarihli ve 29 Sayılı kararla onaylandığı ve kesinleştiği, plandaki kullanım kararı ve yapılaşma koşullarına uygun olarak 1/1000 ölçekli imar planında özel spor alanı olarak ayrıldığı, imar planında kamu ortaklık paylarından oluştuğu, davalı idareye ait herhangi bir yapı veya tesis bulunmadığı, bu nedenle taşınmaza henüz fiili el atmanın olmadığı, ancak imar planında özel spor alanı olarak ayrılmış olması nedeniyle davacıların taşınmaz üzerinde herhangi bir tasarruf imkanının kalmadığı, sorumluluğun davalı idareye ait olduğu ve taşınmazdaki eski irtifak şerhinin imardan önceki parselden taşındığı, dava konusu parselde irtifak bulunmadığı da dosyaya getirtilen cevabi yazılarla, alınan ek rapordan anlaşılmış olup, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak ve vergi değerleri de kıyaslanmak suretiyle, değerlendirme tarihi olan Kasım 2020 tarihi itibarıyla birim fiyatının 4.750,00 TL/m² olarak tespit edilerek davalı idareden tahsiline, dava konusu taşınmazdaki davacı payının iptali ile davalı idare adına tapuya tesciline dair kararda, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığını, ancak; 26.11.2022 gün ve 32025 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 Sayılı Kanun’un 5.maddesiyle 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen ek madde 4’ün son fıkrasında “Bu kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” düzenlemesi yapılmıştır. Kanun koyucu tarafından daha önce 09.11.1956 ile 04.11.1983 tarihleri arasındaki fiili el atmalarda maktu harca hükmedilmesi gerektiği 6487 Sayılı kanun değişikliği ile kabul edilmiş olup, bu kanun halen yürürlükte olduğundan 7421 Sayılı Kanun’un 5. maddesiyle 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’na eklenen Ek Madde 4’ün üçüncü fıkrasında kabul edilen hükümle 04.11.1983 tarihinden sonra yapılan fiili el atmalarda da maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin amaçlandığının kabulü gerekir. 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca 7421 Sayılı Kanun ile 2942 Sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4’ün üçüncü fıkrasının harca ilişkin özel bir düzenleme olduğu ve bu özel kanun hükmünün öncelikle uygulanması ve düzenlemenin kamu düzenine ilişkin olduğundan resen dikkate alınması gerektiği de gözetildiğinde, İl Derece Mahkemesi kararı düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurularak, davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371. maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

4. 2942 Sayılı Kanun’un Ek Madde-1. maddesiyle 26.11.2020 tarihli ve 32025 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7421 Sayılı Kanun’un 2. maddesiyle Ek Madde-1 in maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümlesi.

5. 2942 Sayılı Kanun’un 11. maddesi ve Ek Madde 4’ün üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 Sayılı Kanun’un 371. maddesiyle 369. maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 Sayılı Kanun’un 11. maddesinin birinci fıkrasının ( g ) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Dava konusu taşınmazın tamamının 1/1000 ölçekli uygulama imar planına göre “özel spor alanı” olarak ayrıldığı anlaşıldığından, 6745 Sayılı Kanun’un 33. maddesiyle 2942 Sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 1’in ve 7421 Sayılı Kanun’un 3. maddesiyle eklenen son cümle gereği adli yargı görevli olup taşınmazın bedeline hükmedilmesi doğrudur.

4. Dava konusu taşınmazın 30.11.2006 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli imar planında “spor alanı” olarak planlandığı, akabinde 12.01.2016 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli imar planında ise kullanımının “özel spor alanı” olarak değiştirildiği anlaşılmaktadır. Taşınmazın halihazırda 1/1000 ölçekli imar planında “özel spor alanı” olarak planlanmış olması nedeniyle, taşınmaza fiiilen el atılmamış olsa dahi mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü yerindedir.

5.Bölge Adliye Mahkemesince her ne kadar ‘6.1 1.2022 tarihli ve 32025 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 Sayılı Kanıın’ıın 5 n maddesiyle 2942 Sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4’tin son fıkrasında ”Bu kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenirdüzenlemesi ile 04.11.1983 tarihinden sonra yapılan fiili el atmalarda da maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin amaçlandığının kabulü gerektiğinden bahsedilmiş ise de 2942 Sayılı Kanıın’ıın 6487 Sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6. maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; ”09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takını hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 ı ar i hinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği” gerekçesiyle ve Anayasa’nın 2. ve 3. maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2011/ 76 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 Sayılı Kaıuın’da 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bıı nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas,1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kaımılaştırmasız el açta nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiğinden 26.11.202 tarihli ve 32025 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16.11.2022 tarihli ve 7421 Sayılı Vergi Usul Kanunu İk Bazı Kanun’larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 5. maddesiyle 2942 Sayılı Kanun’a Ek Madde 4’ün üçüncü fıkrasının 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar için açılan davalarda uygulanma imkanı bulunmamaktadır.

6.Kaldı ki eldeki davada dava konusu taşınmaz 1/1000 ölçekli uygulama imar planında “özel spor alanı” alanında kaldığından ve fiili bir el atma bulunmadığından taşınmazda hukuki el atma nedeniyle taşınmazın bedeline hükmedildiğinden Ek Madde 4’ün uygulanması doğrudur.

7.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin ise aşağıdaki paragraf haricindeki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

8.Aynı mahallede 63804 ada 15 parsel sayılı taşınmaza Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19.10.2021 tarihli, 2020/368 Esas, 2021/293 Karar sayılı kararı ile 19.11.2020 değerlendirme tarihi itibarıyla 1.970,00 TL m² birim bedeli üzerinden değer biçildiği ve istinaf incelemesinden geçen ilgili kararın Dairemiz denetiminden geçerek 21.11.2023 tarihli, 2023/3666 Esas, 2023/11397 Karar ile m² birim bedeli yönünden onanarak kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından, belirtilen dosya dosya arasına alınarak bilirkişi kurulundan ayrılma nedenleri hususunda ek bilirkişi kurulu raporu alınmadan eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı idare vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulüyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın 6100 Sayılı Kanun’un 373. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.02.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu gönderiyi paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir