Ticari Kredilerle İlgili Dosya Masrafı ve Komisyon Bedellerinin Tahsiline İlişkin Bir İstinaf Mahkemesi Kararı.

Ticari Kredilerle İlgili Dosya Masrafı ve Komisyon Bedellerinin Tahsiline İlişkin Bir İstinaf Mahkemesi Kararı.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/978
KARAR NO : 2022/704

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

 

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :
DAVACI :
VEKİLİ : Av. ZEYNEP AYDIN TARAKÇI
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/07/2015
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/06/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankadan kredi kullandığını, bu kredilere ilişkin olarak davalı banka tarafından masraf komisyon tahsilatı adı altında değişik bankacılık kodlamalarıyla, çeşitli zamanlarda çok sayıda haksız kesintiler yapıldığını, yapılan kesintilerin yasaya ve yerleşik içtihatlara aykırı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, davacının ödediği masrafları ticari defter ve kayıtlarında tespit ederek dava konusu ettiği miktarı kesin ve açık olarak belirleme imkanına sahip olduğunu, davanın somutlaştırma ilkesine aykırı olarak açıldığını, müvekkilinin müşterilerine sunduğu bankacılık hizmetleri sebebiyle hizmet bedeli, komisyon gibi adlarla münasip bir ücret tahsil etmesine yasal bir engel bulunmadığını, tahsil edilen bedellerin masraf komisyon listelerinde belirtilen oranlara uygun olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede müvekkilinin masraf tahsil edebileceğinin hüküm altına alındığını, belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve Yargıtay içtihatları çerçevesinde bankanın müşterilerine sunduğu kredi kullandırım hizmeti için peşin komisyon, hizmet bedeli, kredi tahsis komisyonu, masraf vb. adlar altında uygun bir ücret tahsil etmesine yasal bir engel bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmede, bankanın komisyon vb. masraf alabileceğinin düzenlendiği, davacının tüketici olmadığı ve kredi sözleşmesi imzalarken masraf alınacağını bilmesi gerektiği, sözleşmede herhangi bir oran ve miktar yazılı olmadığı, diğer emsal bankaların kredilerde uyguladıkları oranlar nazara alınarak ortalama bir oran tespit edildiğinde davacıdan fazla komisyon tahsil edildiğinin anlaşıldığı, bilirkişi raporu ile bu miktarın tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı banka dahil 18 bankanın uyguladığı oransal komisyon oranlarının bilirkişi raporlarında yer aldığını, kredi türlerinde farklılık bulunduğundan bunların ortalamalarının alınmasının doğru olmadığını, hesap tablosundaki kredi türleri arasında dava konusu kredilerle alakası olmayan krediler bulunduğunu, bunların veri olarak alınmayacağını, salt bir adet krediye ilişkin alınan komisyonun kararda baz alınmasını kabul etmediklerini, diğer kredilerle haksız kesintiler olduğunu, bankacılık komisyonunda normal kabul edilebilecek oranın dava konusu kredilerle uyumsuz kredilerin de bulunduğu tablodan faydalanılarak hesaplanılmasının doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, bilirkişinin yüksek oranlı emsal bazı masraf kalemlerini gerekçesiz şekilde hesaplamaya dahil ettiğini, bu durumun oranın düşük olmasına sebebiyet verdiğini, davacının imzaladığı gks kapsamında tahsis edilen kredi limitinin hem nakdi hemde gayri nakdi krediler için tahsis edildiğini, bilirkişinin .. A.Ş.’nin senetler karşılığı krediler komisyonu ile ..T.A.O. tarafından alınan birden fazla teminat karşılığı verilen krediler – gayri nakdi kredi komisyonlarını hesaplamaya dahil etmediğini, p kredinin bilinen kredilerden farklı olduğunu, bu kredi nedeniyle alınan masrafların aynı tür kredi masraflarıyla değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkilinin değişken faiz riskini üstlenirken davacının da üstlenilen riske oranla daha düşük bir miktarda masraf ödeme yükü altına girdiğini, işlemlerin davacının mutabakatı ile gerçekleştirildiğini, davacıdan alınan p kredi masraflarının diğer yurt içi kredi oranları ile karşılaştırılması neticesinde varılan sonucun hakkaniyete aykırı olduğunu, hesaplama yapılırken yurt dışı desteğiyle kullandırılan krediler nedeniyle müşterilerden tahsil edilen komisyon ve masraf oranlarının temel alınması gerektiğini, 24/06/2019 tarihli raporda p krediler nedeniyle alınan masrafların bankacılık teamüllerine uygun olduğu görüşünün bildirildiğini, davacının kredi kullanım tarihinden yaklaşık 10 yıl sonra müvekkilinden gerekli faydayı sağlayıp sözleşme hükümlerine itiraz etmesinin iyi niyet ilkesine aykırı bulunduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesi uyarınca kullanılan krediler nedeniyle kredi masraf, komisyon vs. adı altında yapılan kesintilerin tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Genel kredi sözleşmesi suretleri, TCMB müzekkere cevabı, hesap ekstreleri, komisyon ödeme dekontları, kredi ödeme planları, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 14/11/2016 tarihli kök, 16/04/2017 tarihli ek rapor, bankacı bilirkişiden alınan 07/05/2018 tarihli kök, 15/10/2018 tarihli birinci ek, 24/06/2019 tarihli ikinci ek bilirkişi raporu, bankacı bilirkişiden alınan 26/12/2019 tarihli rapor dosya içerisinde yer almaktadır.
Davacı vekili dava dilekçesinin açıklanması mahiyetinde sunduğu 25/11/2015 tarihli dilekçesinde, dava konusu masraflara ilişkin kredilerin… tarihlerinde çekilen… TL olduğunu belirtmiştir.
Taraflar arasında bila tarihli TL limitli, limitli, TL limitli, TL limitli genel kredi sözleşmeleri imzalanmıştır.
Yargılama aşamasında TCMB’ye yazılan yazı üzerine, emsal 19 adet bankanın bildirdiği ticari kredi ücret, komisyon ve masraf listeleri dosyaya gönderilmiştir.
Yargılama aşamasında birinci bilirkişiden alınan kök raporda, kesilen TL masrafın mutlaka belgelendirilmesi gerektiği, belgelendirilmezse bu miktarın davacı tarafından talep edilebileceği, davacı talebinin TL olduğu, p komisyonuyla diğer büyük miktardaki bir komisyonun TL olduğu, diğer cüzi miktardaki komisyonların ise TL olduğu, iki kalemde toplam TL komisyon tutarıyla TL masraf kaydı hariç diğer komisyon dekontlarında belirtilen TL’nin bankalar arası ortalamalara göre düşük olduğu, fakat bu husus dikkate alınsa dahi, sadece bunun düşük oranlara istinaden davalının tahsil ettiği TL’nin normal olduğunun düşünülemeyeceği, bu komisyonun alınabilmesi için dahi bir hizmet ifa edilmesi gerektiği, davalı bankanın verdiği hizmeti belgeleyemezse davacının TL talep edebileceği, emsal banka uygulamasında ortalama komisyon oranının %3,17 olduğu tespit edilmiş, ek raporda ise TL teminat mektubu komisyonu ise bu miktar yönünden bankanın haklı olacağı, ancak buna ilişkin bankanın belge sunmadığı, diğer TL miktara ilişkin komisyon oranının bankalar arası ortalamalara göre düşük olduğu, davacıdan toplam TL tahsil edildiği, bu miktarın davacıya iadesi gerektiği belirtilmiştir.
İkinci bilirkişi kök ve ek raporlarında, emsal banka ortalamasının %1,09474 olduğu, buna göre davalı bankanın davacıdan TL fazla komisyon tahsil ettiği, sabit faiz garantisi veren bankanın davacının faiz riskini tamamen üzerine aldığı, buna karşılık TL tahsil ettiği, alınan komisyon miktarının fahiş olmayıp, bankacılık teamül ve uygulamalarına tamamen uygun bulunduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
Alınan üçüncü bilirkişi raporunda ise, davacının 10 kalem halinde toplam TL kredi kullandığı, davalının davacıdan toplam TL komisyon ve masraf tahsil ettiği, emsal banka komisyon/masraf ortalamasının %2,38 olduğu, TL dışındaki kredilerde alınan komisyonun ortalama oranın altında bulunduğu, TL krediye %2,38 oran uygulandığında TL alınması gerekirken davalının TL tahsil ettiği, TL fazla tahsil edilen kısmın iadesi gerektiği tespit edilmiştir.
Davacı yan, genel kredi sözleşmeleri kapsamında kullanılan krediler nedeniyle davalı bankanın haksız olarak komisyon, kredi masrafı vs. adı altında haksız masraf kesintisi yaptığını iddia etmiş, davalı yan tacir olan davacının banka tarafından tahsil edilen bedellerin haksız olduğunu ileri süremeyeceğini savunmuştur. Mahkemece ise emsal banka uygulamalarına ilişkin araştırma yapılıp, bilirkişi raporları alınmak suretiyle yukarıda özetlenen şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında genel kredi sözleşmelerinin akdedildiği, bu sözleşmeler kapsamında davacının davalı bankadan krediler kullandığı, davalının davacıdan kullandırılan krediler nedeniyle kredi komisyonu, masraf tahsil ettiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davalı bankaca davacının genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandığı krediler nedeniyle kredi komisyonu, masraf vs. adı altında masraf kesintisi yapıp yapamayacağı, yapamayacak ise davacının alacaklı olduğu miktar hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde; davalı bankanın taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerine dayalı olarak kullandırılan krediler nedeniyle davacıdan kredi komisyonu, masraf vs. adı altında masraf tahsilatı yapması mümkün ise de, sözleşmede herhangi bir oran ve miktar yazılı değildir. Bu durumda banka ancak, emsal bankalarca da uygulanan oranlar da gözetilerek makul ölçüde komisyon ve masraf tahsil edebilecektir. Bu kapsamda mahkemece emsal banka uygulamaları TCMB’ye müzekkere yazılmak suretiyle araştırılmıştır. Yargılama aşamasında alınan ikinci bilirkişi kök ve ek raporları emsal banka uygulamalarıyla birlikte emsal nitelikteki Yargıtay İçtihatları esas alınmak suretiyle yapılan hesaplamayı içermektedir. Alınan rapor kapsamında davacının p kredisi masrafı dışında diğer kredilere ilişkin ortalama komisyon oranı %1,09474 olup, buna göre hesaplama yapıldığında davalının davacıdan TL fazla komisyon tahsil ettiği tespit edilmiştir. Rapor, p kredisine ilişkin masraf dışında komisyon miktarı yönünden ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli niteliktedir.
Öte yandan, davalı banka davacıdan kullandırılan p kredi nedeniyle TL masraf tahsil etmiştir. P kredide banka sabit faiz garantisi vererek davacının faiz riskini üzerine almaktadır. Bu kapsamda da davalı davacıdan anılan masraf bedelini tahsil etmiştir. Davalı banka tarafından anılan masrafa ilişkin dosyaya sunulan herhangi bir bilgi ve belge ise bulunmamaktadır. Bu durumda p kredisi yönünden davalının davacıdan TL masraf kesintisi yapmasını gerektirir bir belge sunmadığı gözetilerek 14/11/2016 tarihli kök, 16/04/2017 tarihli ek bilirkişi raporu da p kredisi yönünden esas alınmak suretiyle davacının tahsil edilen bu kalem masrafı davalıdan talep edebileceği kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, davacının fazla tahsil edilen TL komisyon bedeli ile proparco kredi için tahsil edilen TL masrafı davalıdan talep edebilecek ise de, davacının ise, işbu davadaki talebi 30.000,00 TL’dir.
Hal böyle olunca mahkemece, davacının davalı banka tarafından tahsil edilen p kredi masrafı ve diğer kredilere ilişkin komisyon nedeniyle tahsil edilen bedelden talebi gözetilerek 30.000,00 TL’nin tahsilini davalıdan talep edebileceği gözetilerek hüküm kurulması gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Davalı vekilinin istinaf itirazlarına gelindiğinde; yukarıda açıklandığı üzere, davacının fazla tahsil edilen TL komisyon bedeli ile p kredi için tahsil edilen TL masrafı davalıdan talep edebileceği, işbu davadaki talebinin 30.000,00 TL olduğu, davanın kabulü gerektiği anlaşıldığından yazılı gerekçeler ile davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen reddi kararında isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, davanın kısmen kabulü yönündeki kararında ise herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. tarih ve .. Esas .. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KABULÜNE, 30.000,00 TL’nin dava tarihi olan 10/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken TL harçtan peşin alınan TL harcın mahsubu ile bakiye TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının TL başvurma harcı, TL peşin harç olmak üzere toplam TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından karşılanan TL bilirkişi ücreti, TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kalan kısmının talep halinde davacıya iadesine,
C)1-Davacı tarafından yatırılan TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, TL posta masrafı olmak üzere toplam TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
D)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan TL istinaf karar harcından peşin alınan TL harcın mahsubu ile bakiye TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 26/05/2022

Başkan Üye Üye Zabıt Katibi

Bu gönderiyi paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir