Bir Paydaşın Diğer Paydaşa, Mesken Nitelikli Bağımsız Bölüme Yönelik El Atmanın Önlenmesi Talebiyle Açtığı Davanın Kabulüne, İntifadan Men Şartının Daha Önce Taraflar Arasında Görülen Tapu İptali ve Tescil Davası Nedeniyle Aranmayacağına ve Ayrıca Taşınmazı Kullanan Diğer Paydaşın Yalnızca Taşınmaza Yaptığı Zorunlu Gideri Tahsil Edebileceğine Yönelik İstinaf Mahkemesi Kararı.

Bir Paydaşın Diğer Paydaşa, Mesken Nitelikli Bağımsız Bölüme Yönelik El Atmanın Önlenmesi Talebiyle Açtığı Davanın Kabulüne, İntifadan Men Şartının Daha Önce Taraflar Arasında Görülen Tapu İptali ve Tescil Davası Nedeniyle Aranmayacağına ve Ayrıca Taşınmazı Kullanan Diğer Paydaşın Yalnızca Taşınmaza Yaptığı Zorunlu Gideri Tahsil Edebileceğine Yönelik İstinaf Mahkemesi Kararı.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/566
KARAR NO : 2023/577

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 36. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2021
NUMARASI : 2021/238 Esas, 2021/167 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ : Av. ZEYNEP AYDIN TARAKÇI
BİRLEŞEN DAVA : ANKARA 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/223 Esas, 2019/375 Karar
DAVACI :
VEKİLİ : Av. ZEYNEP AYDIN TARAKÇI
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak- Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil

Ankara Asliye 36. Hukuk Mahkemesinin 30/11/2021 tarihli, 2021/238 Esas, 2021/167 Karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmuş olmakla dosya incelendi.
KARAR

Asıl davada davacı, çekişme konusu Ankara ili, Çankaya ilçesi, Fidanlık Mahallesi, ada parselde numaralı bağımsız bölümü 16/02/1982 tarihinde babası ..’dan satın aldığını, murisin 14/02/2016 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak murisin eşi ve kardeşi ile birlikte mirasçı kaldıklarını, davalının Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/288 Esas ve 2018/185 Karar sayılı kararı ile çekişme konusu taşınmazda ¼ pay maliki olduğunu, kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiğini, taşınmaza tek başına malik olduğu dönemde bakım ve iyileştirmeler yaparak değerinin artmasını sağladığını, masraflarının kat maliklerinin payları oranında karşılandığını, bu değişikliklere ilişkin yapı kayıt belgesi alınarak bedelinin tamamını ödediğini, mal varlığı azalırken davalının mal varlığının sebepsiz yere artış gösterdiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yapılan giderlerden davalının ¼ payına düşen şimdilik 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı , davacının faydalı ve zorunlu olduğunu iddia ettiği masrafların tapuyu edindikleri tarihten önce mi sonra mı yapıldığının araştırılması gerektiğini, murisin ölüm tarihinden önce yapılmış hiçbir faydalı giderden sorumlu olamayacağını belirterek fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak üzere davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davacı , çekişme konusu Ankara ili, Çankaya ilçesi, Fidanlık Mahallesi, ada parselde yer alan numaralı bağımsız bölüm davalı adına kayıtlı iken Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/288 Esas ve 2018/185 Karar sayılı kararı ile çekişme konusu taşınmazda ¼ pay sahibi olduğunu, TMK’nin 688. maddesinin paylı mülkiyet hükümleri gereğince kendi yanında başkaca paydaşların ve hak sahiplerinin bulunduğunu bilmesine karşın, taşınmazın tamamını kullanması haksız fiil niteliğinde olup ecrimisil istediği bakımından fuzuli şagile yani davacıya herhangi bir ihtar veya tebliğ yapmaya gerek bulunmaksızın dava açılmasının olanaklı olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalının haksız işgaline son verilmesini teminen taşınmazdaki müdahalesinin menine, dava tarihinden geriye doğru hesaplanacak ecrimisil bedelinden şimdilik 7.000,00 TL’nin davalıdan her bir dönem sonunda tahakkuk eden yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen dava dosyasında davalı , dava konusu taşınmazın ¾ ünü kullandığını, davacıya ait ¼ lük kısımdan fazlasının boş olarak durduğunu, davacının istediği zaman bu taşınmazı kullanabileceğini, davacının malik sıfatını kazandığı günden bugüne kadar taşınmazdan yararlanma isteğinde bulunmadığı gibi intifadan men ettiğine dair bir ihtar da göndermediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davada davacının davasını TMK’nin 993 ve devamı maddelerine göre değil, TBK’nin 77 ve devamı maddelerine dayanarak sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak olarak açtığı, asıl davada davacının zarar gören, davalının da sebepsiz zenginleşen olduğu, davacının tapu iptal ve tescil davası öncesi ve bu sırada taşınmaz için bir kısım masraflar yaptığı, davalının tapu iptal ve tescil davasını kazanmasına rağmen, davacının taşınmaza yaptığı masraflara katılmayarak davacının mal varlığından sebepsiz yere zenginleştiği, dolayısıyla davacının talebinin yerinde görüldüğü, birleşen davada ise davalının taşınmazda daha fazla payı da olduğu gözetilerek taşınmazdan yararlanma hakkının bulunduğu, hakkında müdahalenin meni istenemeyeceği, davacının ecrimisil talebinin yerinde olduğu, taraflar arasında daha evvel tapu iptal ve tescil davası görüldüğünden, intifadan men şartı aranmadığı, davacının taşınmazdaki hakkını murisin ölümüyle kazandığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Asıl davada davacı, dava dilekçesinin içeriğini yineleyerek ilk derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini, çekişme konusu ortak taşınmaza yapılan zorunlu ve faydalı masrafların davalıya düşen 1/4 lük kısmının 20.447,91 TL olduğu tespit edildiği halde bu tutarın 13.641,86 TL’sinin ödenmesine karar verildiğini, Mahkemece alacak tutarının tarihinin dava tarihi olarak belirlenmiş olmasının isabetli olmadığını, birleşen dava yönünden ise cevap dilekçesinin içeriğini yineleyerek ecrimisil taleplerinin geriye dönük 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte ıslah tarihi olan 22/11/2021 tarihinden geriye doğru 5 yıllık zaman aşımı süresinin 22/11/2016 tarihinden başlaması gerektiğini, bilirkişilerin başlangıç olarak aldıkları 14/02/2016 tarihi ile 22/11/2016 tarihleri arasındaki ecrimisil alacağının zaman aşımına uğradığını, zaman aşımı itirazlarının dikkate alınmadığını ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Birleşen davada davacı, cevap ve dava dilekçesini yineleyerek ilk derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece davanın hukuki nitelemesinde hata yapıldığını, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini, davacının yaptığı zorunlu ve faydalı masrafların hangilerinin talep edilip edilemeyeceği hususunun belirlenmediğini, zamansal olarak ayrım yapılmaksızın davacının yaptığı bir takım giderlerin pay oranında kendisine yüklenmesinin doğru olmadığını, Mahkemece mirasın ölümle geçtiği ilkesinin asıl davada uygulanmadığını, hataya düşülerek davacının asıl davada yıllar önce yaptığı masrafların dahi kendisine yüklenmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Asıl dava, 4721 sayılı TMK’nin 994. ve 995.maddelerine dayalı zorunlu ve faydalı masrafların tahsili, birleşen dava ise paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, ecrimisil istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu Ankara ili, Çankaya ilçesi, ada parselde No.lu bağımsız bölüm, tarafların ortak miras bırakanı adına kayıtlı iken tapuda satış yoluyla kızına temlik edildiği, murisin 14/02/2016 tarihinde öldüğü, ikinci eşi tarafından muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemli 02/06/2016 tarihli davanın açıldığı, yargılıma sonunda Ankara Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 08/05/2018 tarihli 2016/288 Esas, 2018/185 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın istinaf incelemesi sonunda 20/12/2018 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen mahkeme ilamı ile .. 1/4 pay, .. ise 3/4 payla malik oldukları,..tarafından 04/04/2019 tarihli elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemli, .. tarafından da 01/04/2019 tarihli alacak istemli davanın açıldığı, bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmazın … tarafından konut olarak kullanıldığı, tarafların paylı mülkiyet üzere malik oldukları anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında uzman bilirkişiler eşliğinde yapılan keşif sonucu temin edilen 24/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda, bina asansörünün tadilatının zorunlu masraf olarak belirlendiği, dava tarihi itibariyle davacının payına isabet eden ederin 8.200,51 TL olduğu, faydalı masraf olarak belirlenen daire alanının 28 m² büyütülmesine yol açan terasın kapatılması, cam balkon yapılması, otopark düzenlemesi giderinden davacının payına isabet eden değerin 11.591,73 TL olduğu, ecrimisil tutarının da murisin ölüm tarihi 14/02/2016 ile birleşen dava dosyasının açılış tarihi olan 04/04/2019 arasındaki dönem için 11.088,11 TL ecrimisil hesabının yapıldığı, bilirkişi raporunun bilimsel verilere uygun, hükme esas almaya elverişli, denetime açık olduğu görülmektedir.
Bilindiği üzere paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil davası açabilir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar, davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı).
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.

Diğer taraftan davalı tarafından taşınmaza zorunlu ve faydalı masraflar yapılmışsa iyi veya kötü niyetli olup olmadığına göre 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 994. ve 995. maddelerine göre bir değerlendirme yapılması gerekeceği açıktır. TMK’nın 994. maddesinde ”iyiniyetli zilyet geri vermeyi isteyen kimseden şey için yapmış olduğu zorunlu ve yararlı giderleri tazmin etmesini isteyebilir ve bu tazminat ödeninceye kadar şeyi geri vermekten kaçınabilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Gerçekten de, davalının yargılama sırasında böyle bir savunmada bulunmasına mani bir hüküm bulunmadığı gibi, savunma yoluyla getirilen bu isteğin mahkemece değerlendirilmesi gerekeceği sabittir.

Yukarıda açıklanan Kanun hükümleri ve ilkeler doğrultusunda tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazın bağımsız bölüm niteliğinde olduğu ve … tarafından konut olarak kullanıldığı, ortak mirasbırakanları tarafından …’ya yapılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasıyla açılan Ankara Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 2016/288 Esas 2018/185 Karar sayılı iptal ve tescil davasının kabulüne ilişkin 08/05/2018 tarihli kararın 20/12/2018 tarihinde kesinleştiği böylelikle taşınmazdaki 1/4 payın …, 3/4 payın ise … adına tescil edildiği, birleşen dava dosyasında paydaş tarafından ..aleyhine elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemli davanın 14/02/2018 tarihinde açıldığı, çekişmeye konu taşınmazın paylı mülkiyete tâbi olması, niteliği ve kullanım şekli dikkate alındığında elatmanın önlenmesi istemli davanın dinlenebilmesi için intifadan men koşulunun gerçekleşmesi gerektiği, muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davasının açıldığı 02/06/2016 tarihi itibariyle davalının intifadan men edildiği, bağımsız bölümün ….’nun kullanımında olduğu ve taşınmazın niteliği gözetildiğinde … aleyhine açılan birleşen dava bakımından paya vaki elatmanın önlenmesi ve murisin ölüm tarihi olan 14/02/2016 ila dava tarihi olan 04/04/2019 tarihleri arası için ecrimisil talep edilebileceği kuşkusuzdur.
Diğer taraftan taşınmazın .. tarafından kullanıldığı dönemde daire alanının 28 m² büyütülmesine yol açan terasın kapatılması, cam balkon yapılması, asansör tadilatı, otopark düzenlemesi yapılmak amaçlı masraflar yapıldığı, anılan masrafların zorunlu ve faydalı masraflar niteliği taşıdığının bilirkişi raporu ile sabit olduğu, davacının tapu kaydının muvazaalı temlik olduğunun kabulü ile adına olan tapu kaydının 1/4 payının iptal ve davalı adına tesciline karar verildiği, bu durumda zorunlu masrafların tahsili isteminde bulunabileceğinin kabulü ile davalıdan zorunlu masraftan payına isabet eden miktarın tahsilini talep edilebileceği açıktır.
O halde birleşen dava dosyası bakımından yapılan değerlendirmede, çekişmeye konu edilen taşınmazın paylı mülkiyete tabi olduğu, taşınmazın paydaş tarafından kullanıldığı ve kullanım biçimi gözetildiğinde intifadan men koşulunun aranması gerektiği, muris muvazaası davası ile intifadan men koşunun gerçekleştiği, taşınmazın davalı kullanımında olduğu gözetildiğinde paya vaki elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile elatmanın önlenmesi istemi bakımından davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.
Ecrimisil istemine gelince, murisin ölüm tarihi ile dava tarihi arası dönem için ecrimisil talep edilebileceği değerlendirilerek, uzman bilirkişiler eşliğinde yapılan keşif sonucu elde edilen, bilimsel verilere uygun, hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğu kabul edilen rapor esas alınmak suretiyle 7.846,69 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Asıl dava bakımından yapılan istinaf başvurusuna gelince,
4721 sayılı TMK’nin 994.maddesi uyarınca koşulları gerçekleşen alacak istemli asıl dava bakımından ancak paya isabet eden zorunlu masrafların (2.050,13 TL’nin) tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile faydalı masrafları da kapsayacak şekilde fazlaya karar verilmiş olması isabetsizdir.
Hâl böyle olunca yukarıda açıklanan gerekçelerle tarafların istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlere hasren kabulü ile ilk derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 353,1/b-2.maddesi uyarınca kaldırılmasına, aşağıdaki şekilde yeniden düzeltilerek hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Tarafların istinaf başvurularının açıklanan nedenlere hasren kabulü ile Ankara Asliye 36. Hukuk Mahkemesinin 30/11/2021 tarihli, 2021/238 Esas, 2021/167 Karar sayılı kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353,1/b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-
A-)Ankara Asliye 36.Hukuk Mahkemesinin 2021/238 Esas sayılı asıl dava dosyası bakımından,
a-) 4721 sayılı TMK’nin 994. Maddesi uyarınca açılan davanın KISMEN KABULÜ ile 24/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen ve davalının payına isabet eden 2.050,13 TL zorunlu masrafın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
b) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca dava değeri olan (2.050,13 TL) bakımından alınması gereken 140,03 TL ilam harcından, peşin ve ıslah ile alınan 349,39 TL’nin mahsubu ile fazla alınan 209,36 TL’nin davacıya iadesine,
c-) Yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına kabul kapsamına alınan miktar gözetilmek suretiyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2.maddesi uyarınca 2.050,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-) Yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına ret kapsamına alınan miktar gözetilmek suretiyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.maddesi uyarınca hesap edilen 2.050,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e-) Davacı tarafından yapılan 2.296,39 TL yargılama giderinin kabul ve ret miktarına göre hesap edilen 344,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
f-) Davacı tarafından yatırılan 140,03 TL peşin ve ıslah harcının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
B-) Ankara Asliye 12. Hukuk Mahkemesinin 2019/223 Esas sayılı birleşen dava dosyası bakımından,
a-) Davacı ve davalının paydaşı olduğu çekişmeye konu Ankara ili, Çankaya ilçesi, Fidanlık Mahallesi, ada parselde numaralı bağımsız bölüme davalı tarafından yapılan paya vaki ELATMANIN ÖNLENMESİNE,

b-) Ecrimisil isteminin KISMEN KABULÜ ile paylı mülkiyete tâbi Ankara ili, Çankaya ilçesi, Fidanlık Mahallesi, ada parselde numaralı bağımsız bölüm bakımından 20/09/2021 tarihli bilirkişi raporu ile belirlenen 14/02/2016 ila 04/04/2019 tarihler arası dönem için davacının payına isabet eden toplam 7.846,69 TL ecrimisil bedelinden,
3.125,01 TL’nin 04/04/2018,
2.401,66 TL’nin 04/04/2017,
2.063,83 TL’nin 04/04/2016,
256,18 TL’nin 14/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,

c-)492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken (Elatmanın önlenmesi bakımından 1/4 paya karşılık gelen değer 62.500,00 TL ve kabul kapsamına alınan 7.846,69 TL ecrimisil toplamı 70.346,69 TL üzerinden) 4.805,38 TL ilam harcından, peşin, ıslah ve tamamlama ile alınan 1.201,34 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.603,98 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
ç-) Yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına kabul kapsamına alınan miktar gözetilmek suretiyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 11.255,36 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-) Yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına kabul kapsamına alınan miktar gözetilmek suretiyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2.maddesi uyarınca belirlenen 3.242,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e-)Davacı tarafından yapılan 43,35 TL yargılama giderinin kabul ve ret miktarına göre hesap edilen 30,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
f-) Davacı tarafından peşin, ıslah ve tamamlama yoluyla yatırılan 1.201,34 TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-) Tarafların istinaf başvurusunda haklı oldukları gözetilerek istinaf karar harçlarının ilgililerine iadesine,
4-) Kullanılmayan gider avansının 6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ilgililerine iadesine,
5-) 6100 sayılı HMK’nin 359/3. maddesi uyarınca Dairemizin kararının tebliği ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nin 7035 sayılı Kanun ile değişik 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/03/2023

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2023

Başkan

 

Üye

 

Üye

 

Katip

Bu gönderiyi paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir