Tapu İptali ve Tescil İle Ecrimisil Konulu Asıl Davada Davalı Kayıt Maliki Kabul Beyanı Da Sunsa Taşınmazın Aynına İlişkin Bir İlam Olması Nedeniyle Ecrimisile Yönelik Kısmın Kesinleşmeden İcraya Konulamayacağına Dair Yargıtay Kararı.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2020/2716
K. 2020/9805
T. 16.11.2020
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde borçlunun dayanak ilam gayrimenkulün aynına ilişkin olduğundan kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesiyle takibin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince; takibe konulan ilamın asıl dava olmayıp birleşen davanın konusu olan alacak davası olduğu, kesinleşmesinin gerekmediği nedenle şikayetin reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, icra takibinin konusunun asıl davada hükmedilen ecrimisil alacağı ile birleşen dosyada hükmedilen alacak, vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin olduğu, asıl davanın konusunu oluşturan 2 numaralı bağımsız bölümün tapu iptal tescil talebi yönünden tapu kayıt malikinin kabulü nedeniyle davanın kabulüne karar verildiğinden, ilamın içeriğine göre, taşınmazın aynının çekişmesiz olduğu, birleşen davanın da 4 numaralı bağımsız bölüme ilişkin olup taşınmazın aynı ile ilgili olmadığı, alacak talebine ilişkin olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
6100 Sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK’nun 443/1 ( HMK. 367/1 ) maddesi gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmaz. Yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda düzenlenmiştir.
Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar ( HUMK.443/4 m. ). Mahkûmiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, ( 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 4.maddesi ), Kira tespit ilamları ( 12.11.1979 tarih 1979/1-3 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ). Menfi tespit davasına ilişkin ilamlar ( İİK 72. madde ). Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar ( MÖHUK. 41/2 ), Sayıştay Kararları ( 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu 53. madde ), İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar ( 2577 Sayılı İYUK28/1 ) kesinleşmeden takibe konu edilemezler
Somut olayda, takip konusu ilamın incelenmesinde; asıl davanın, davacılar tarafından 2 numaralı bağımsız bölüme ilişkin tapu iptal ve tescil ile ecrimisil talebine, birleşen davanın ise 4 numaralı bağımsız bölüme ilişkin taşınmaz alım satımı nedeniyle alacak talebi olduğu, asıl davada; tapu kaydının iptali ve tescil talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin kısmen kabulüyle 4.850,00 TL ecrimisil bedelinin yasal faizi ile birlikte tahsiline, birleşen dosya yönünden davanın kabulüyle taşınmaz bedeli olarak ödenen 55.000 GBP bedel ve 5.000 GBP müspet zararın yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verildiği, kararın takip tarihi itibarı ile kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Her ne kadar dayanak ilamda 4 numaralı bağımsız bölüm ile ilgili verilen karar taşınmazın aynına ilişkin olmayıp müspet zararın tazminine ilişkin olduğundan, ilamın bu taşınmazla ilgili hükmünün kesinleşmeden ilamlı icraya konulması doğru ise de; asıl dava ile hakkında hüküm kurulan 2 numaralı bağımsız bölüme ilişkin davanın esasen tapu iptali ve tescili nedeniyle verilen ecrimisil alacağına ilişkin olduğu, dolayısıyla, kayıt malikinin kabulü de olsa, taşınmazın aynına ilişkin olup, kesinleşmeden icraya konulamayacağı anlaşılmakla bu taşınmaz yönünden talebin kabulü yerine her iki ilam yönünden de reddine karar verildiği anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz isteminin kısmen kabulüyle yukarıda yazılı nedenlerle 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin istinaf talebinin esastan reddine ilişkin 08.01.2020 tarih ve 2019/1832 E. – 2020/136 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA ve … İcra Hukuk Mahkemesi’nin 19.04.2019 tarih, 2019/320 Esas-2019/423 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de, Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 16.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Bir cevap yazın