Kiracı Tarafından Yasal Artış Sınırının Üzerinde Yapılan Kira Ödemelerinin Kiraya Verenden Geri İstenebilmesinin Mümkün Olmadığına Dair İstinaf Kararı.
Aşağıda, kiracının yasal artışın üzerinde yaptığı kira ödemelerinin , (fazla kısım yönünden) geri alınması talepli açtığı davanın reddi gerektiğini ve bunun TMK 2 kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini öngören istinaf kararı sunulmaktadır.
İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ,
E. 2024/3426
K.2025/1209 T. 27.06.2025
Daire: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2024/3426
Karar No: 2025/1209
Karar Tarih: 27.06.2025
İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2024/3426
KARAR NO: 2025/1209
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İZMİR 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2024
DAVANIN KONUSU: Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/06/2025
KARAR YAZIM TARİHİ:27/06/2025
Davacı tarafından yapılan 1.8.2024 tarihli istinaf kanun yolu başvurusu ve dosya kapsamı incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı, kendisine ait xxx adresindeki taşınmazda davalının 1.8.2020 tarihli kira kontratı ile kiracı olarak
oturduğunu, taşınmazın 1.8.2020 tarihli ilk yıl kirasının 1.550,00 TL olduğunu, kira kontratındaki “Özel
Şartlar” bölümünün 6. Maddesi gereği ikinci yıl için yapılabilecek kira artış oranının %10 olduğunu,
yani ikinci yıl ödemesi gereken kira miktarının 1.705,00 TL olduğunu, davalının talebi üzerine ikinci yıl
kirası için aylık net 1.750,00 TL ödediğini, üçüncü yıl için %10 kira artışıyla 1.925,00 TL olması gereken
kiranın, 7 ay boyunca yani 28.2.2023 tarihine kadar aylık 2.300,00 TL olarak, sonraki 5 ay boyunca
yani 1.3.2023-31.7.2023 arası dönem için 7.000,00 TL olarak kendisinden tahsil edildiğini, 1.8.2023
tarihinde %10 artışla 2.530,00 TL olması gereken kiranın yine aylık 7.000,00 TL olarak kendisinden tahsil
edildiğini, çünkü davalının beyanı ile kira değişim tarihlerinin Mart ayı başı olarak bildirildiğini, fakat hiçbir
değişikliği kendi rızasıyla kabul etmediğini, öncelikle sözleşmede kira artış oranının yıllık %10 olarak
belirlendiğini, bunun üzerinde bir artış yapılmasının mümkün olmadığını, ikinci yıldan sonra kira artış
oranında bu madde dikkate alınmasa bile, Türk Borçlar Kanununa eklenen Geçici Madde 1 ve Geçici
Madde 2 ile kira artışının yıllık %25 oranını geçemeyeceğine hükmedilmiş olmasına rağmen kanuni
sınırın üzerinde artış yapıldığını, üçüncü kira döneminin başlangıcında 1.925,00 TL olması gereken
kiranın, kontrattaki hüküm dikkate alınmasa bile, TBK Geçici 1. Maddesi gereği %25 artışla 2.187,50 TL
olarak kabul edilmesi gerektiğini, oysa 2.300,00 TL olarak tahsil edildiğini, üstelik 1.3.2023 tarihinden
itibaren bu miktarın da kabul edilmediğini ve baskıyla aylık net 7.000,00 TL kira bedeli tahsil edildiğini,
%25 artış dikkate alınsa bile dördüncü yıl başlangıcı olan 1.8.2023 tarihinde kira miktarının 2.734,37 TL
olması gerekirken aylık 7.000,00 TL net kira bedeli tahsil edilmeye devam edildiğini, Yani en az 37.646,87
TL fazla kira bedeli tahsil edildiğini, eğer kira artış oranı sözleşmede yazdığı gibi yıllık %10 olarak kabul
edilirse, fazladan tahsil edilen meblağın arttığını, davalının evi satmak istediği bahanesiyle, eşyaları
ve tüm ev düzeni görülecek şekilde ilana koyduğunu, kendisinin de davalının satış baskısı altında,
tahliye riski nedeniyle onun istediği meblağları ödemek zorunda kaldığını, üstelik davalının aynı anda
birçok emlakçıya birden yetki verdiğini, normal sınırların çok ötesinde bir baskı altında kaldığını, evini
hiç durmadan müşterilere açmak zorunda kaldığını, fakat bu durumun gerçek rızasını yansıtmadığını,
Türk Borçlar Kanununa eklenen Geçici 1. ve 2. Maddelerinin hükümleri ile, bu maddelere aykırı şekilde
%25’in üstünde artışın kabul edildiği her türlü anlaşmanın, %25’i aşan kısımları açısından geçersiz
olduğunun düzenlendiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü haklar saklı kalmak kaydıyla ve bilirkişi
incelemesi sonucunda çıkacak rakama göre artırmak üzere baskı ile fazladan tahsil edilen 37.646,87.TL
kira bedelinin davalıdan faiziyle alınarak kendisine verilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı, davaya konu taşınmaza ilişkin kira sözleşmesinin, kiralanan taşınmazın davacıya kiralanmasında
aracılık eden emlakçı tarafından hazırlandığını ve incelenmeden imzalandığını, kira artış dönemi
geldiğinde bu durumun farkına vardığını, birinci yıl sonunda bu durumu kabullendiğini, 2. yıl sonunda
mevcut kirayla rayiç kiralar arasında uçurum oluştuğundan aynı zamanda taşınmazından tam anlamıyla
faydalanamayacağından ve geçimini büyük ölçüde kira geliri ile karşılamak zorunda olduğundan dava
konusu taşınmazı satmaya karar verdiğini, bu durumu davacı kiracısına da söylediğini, söz konusu
mecurun son derece nezih bir yerde ve emsallerinin 15.000 ile 20.000 TL arasında olduğunu, davacının
bu durumun önüne geçmek için kendince bir yol bularak kirayı artırma teklifini kendisinin yaptığını,
tarafların bunun üzerine kira konusunda mutabık kaldıklarını, davacı kiracının bir dönem bu kiraları
düzenli olarak yatırdığını, ancak daha sonradan anlaşılan kira miktarından kendince cayarak kira bedelini
sözleşmede yazan %10luk artışa göre kira yatırdığını, davacının kirayı artırmasının dayatma sonucu
değil, kendi rızasıyla olduğunu, ayrıca bu durumun davacının lehine olup, emsalleri 15.000 ila 20.000
TL arasında olan kirayı 7.000 TL olarak anlaştıklarını ve kendisine satış fikrinden cayması için alternatif
bir yol sunduğunu, kira bedelinin belirlenmesi açısından kiracı ve kiralayanın serbest iradeleriyle kiranın
ne olacağını tayin ve tespit etme hakkına sahip olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi
gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “Sözleşme uyarınca ödenen kira bedellerinin iadesi istenemeyeceği gerekçesiyle davanın
reddine” karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalının satış baskısı altında tahliye riski nedeniyle istediği meblağları ödemek zorunda kaldığı, hiçbir
değişikliği kendi rızasıyla kabul etmediği, sözleşmede kira artış oranının yıllık %10 olarak belirlendiği,
bunun üzerinde bir artış yapılmasının mümkün olmadığı, Türk Borçlar Kanununa eklenen Geçici Madde
1 ve Geçici Madde 2 ile kira artışının yıllık %25 oranını geçemeyeceğine hükmedilmiş olmasına rağmen
kanuni sınırın üzerinde artış yapıldığı, Türk Borçlar Kanununa eklenen Geçici 1. ve 2. Maddelerinin
hükümleri ile, bu maddelere aykırı şekilde %25’in üstünde artışın kabul edildiği her türlü anlaşmanın,
%25’i aşan kısımları açısından geçersiz olduğunun düzenlendiği ileri sürülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, kira ilişkisi bittikten sonra geriye dönük olarak TBK’ya eklenen geçici madde 1 ve geçici madde
2 ile kira artışının yıllık %25 oranını geçemeyeceği iddiası ile bu oranı aşan ödemelerin iadesi istemine
ilişkindir.
TBK’nun 344.maddesi; “Tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin
anlaşmaları, bir önceki kira yılında tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim
oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de
uygulanır.
Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılmamışsa, kira bedeli, bir önceki kira yılının tüketici fiyat
endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek koşuluyla hâkim tarafından,
kiralananın durumu göz önüne alınarak hakkaniyete göre belirlenir.
Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, beş yıldan uzun süreli veya
beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde ve bundan sonraki her beş yılın sonunda, yeni kira
yılında uygulanacak kira bedeli, hâkim tarafından tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara
göre değişim oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun
biçimde belirlenir. Her beş yıldan sonraki kira yılında bu biçimde belirlenen kira bedeli, önceki fıkralarda
yer alan ilkelere göre değiştirilebilir.
Sözleşmede kira bedeli yabancı para olarak kararlaştırılmışsa 20/2/1930 tarihli ve 1567 sayılı Türk
Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun hükümleri saklı kalmak şartıyla, beş yıl geçmedikçe kira
bedelinde değişiklik yapılamaz. Ancak, bu Kanunun, “Aşırı ifa güçlüğü” başlıklı 138 inci maddesi hükmü
saklıdır. Beş yıl geçtikten sonra kira bedelinin belirlenmesinde, yabancı paranın değerindeki değişiklikler
de göz önünde tutularak üçüncü fıkra hükmü uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
TBK’nun geçici 1. Maddesi; “Konut kiraları bakımından bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih ilâ 1/7/2023
(bu tarih dahil) tarihleri arasında yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin
anlaşmalar, bir önceki kira yılına ait kira bedelinin yüzde yirmi beşini geçmemek koşuluyla geçerlidir.
Bir önceki kira yılının tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranının yüzde
yirmi beşin altında kalması halinde değişim oranı geçerlidir. Bu degişim 8 kural, bir yıldan daha uzun
süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır. Bu oranları geçecek şekilde yapılan sözleşmeler, fazla miktar
yönünden geçersizdir. Bu fıkra hükmü, 344 üncü maddenin ikinci fıkrası uyarınca hâkim tarafından
verilecek kararlar bakımından da uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
TBK’nun geçici 2. Maddesi; “Konut kiraları bakımından 2/7/2023 ila 1/7/2024 (bu tarihler dâhil) tarihleri
arasında yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmalar, bir önceki kira yılına
ait kira bedelinin yüzde yirmi beşini geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bir önceki kira yılının tüketici fiyat
endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranının yüzde yirmi beşin altında kalması halinde
değişim oranı geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır. Bu
oranları geçecek şekilde yapılan sözleşmeler, fazla miktar yönünden geçersizdir. Bu fıkra hükmü, 344
üncü maddenin ikinci fıkrası uyarınca hâkim tarafından verilecek kararlar bakımından da uygulanır.”
şeklinde düzenlenmiştir.
Sözleşme serbestisi kapsamında kiracı ve kiraya veren yeni dönem için her zaman sözleşme
koşullarında değişiklik yapabilirler. TBK’ya eklenen geçici maddeler ile %25 oranında artış sınırı kiracı
lehine yapılan bir düzenleme olup, kiracının bunu aşan nitelikteki kira artış oranını kabul etmemesi
ile hüküm doğurmayacaktır. Ancak kiracının rızası ile sözleşmedeki yeni kira bedelinin düzenlenmesi
kapsamında ödediği fazla miktardaki kira bedelleri bu sınırlamaya tabi olmadığı gibi kiracı tarafından
irade fesadına uğradığına dair bir iddia ve ispat da bulunmadığından talebi TMK’nun 2.maddesinde yer
alan dürüstlük kuralına aykırıdır. Bu nedenle Mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırı yön yoktur.
Açıklanan nedenlerle davacının istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
Davacının istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/b-1
maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gerekli xxx TL harçtan peşin alınan xxx TL harcın mahsubu ile bakiye xxx TL istinaf karar
harcının istinaf eden taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
İstinaf gider avansı fazlalığı bulunması halinde yatırana iadesine,
Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1-b maddesi uyarınca kesin olarak
27/06/2025 günü oy birliği ile, karar verildi.
Bir yanıt yazın