"Bir Paydaşın , Diğer Paydaştan Habersiz Taşınmazı Kiraya Vermesi Halinde Sonradan Pay Edinenin Durumu"

"Bir Paydaşın , Diğer Paydaştan Habersiz Taşınmazı Kiraya Vermesi Halinde Sonradan Pay Edinenin Durumu"

Taşınmazlarda yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin kararların sonradan paydaş olan veya pay üzerinde ayni hak kazananları bağlaması için, bunların tapu kütüğüne şerh edilmesi gerekir.
“Yargıtay 1. H.D.
2010/2022 E.
2010/3530 K.
29.03.2010
DAVA ve KARAR :
Dava, paylı mülkiyet konusu bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, taşınmazın öncesinde davalı ve dava dışı M… T… arasında paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğunu, davalının payını davacıya 10.02.2005 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği, 28.12.2005 tebliğ tarihli ihtarnameden sonra eldeki davanın açıldığı, çekişmeli bağımsız bölümün kat irtifaklı olarak tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı, davalının tasarrufunun haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı ise dava dışı paydaşın kiracısı olduğunu savunmuştur.
Bilindiği üzere, paylı mülkiyet konusu taşınmazların kiraya verilmesi TMK’nun 691. maddesi uyarınca pay ve paydaş çoğunluğuna bağlıdır. İki paydaşlı taşınmazlarda, bir paydaşın taşınmazı üçüncü kişiye kiraya vermesi durumunda, hiçbir zaman paydaş çoğunluğu sağlanamayacağından, oybirliğinin gerekli olacağı kuşkusuzdur. Kaldı ki, yapılan sözleşmeye Borçlar Kanununun 38.maddesi gereğince icazet de verilmiş değildir.
Öte yandan, ibraz edilen kira sözleşmesinin düzenlenme tarihi ile davacının pay satın aldığı tarih gözetildiğinde, 4721 Sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonraki döneme ilişkin olduğu, bu durumda aynı yasanın 695. maddesinin 1. fıkrasında, “Yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin konularda paydaşların yaptıkları düzenleme ve aldıkları kararlar ile mahkemece verilen kararlar, sonradan paydaş olan veya pay üzerinde aynî hak kazanan kimseleri de bağlar.” hükmü yer almakla birlikte, aynı maddenin 2. fıkrasında “Taşınmazlarda yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin kararların sonradan paydaş olan veya pay üzerinde ayni hak kazananları bağlaması için, bunların tapu kütüğüne şerh edilmesi gerekir” hükmü öngörülmüştür.
Eldeki davada, tapu kütüğünde bu yönde bir şerh bulunmadığı açıktır. O halde, paylaşmanın varlığı kabul edilse bile, davacıyı bağlayacağı söylenemez.
Hal böyle olunca, davanın kabulü ile belirlenecek ecrimisile karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ :
Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

Bu gönderiyi paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir