Nişanın Bozulmasından Dolayı Davacı Lehine Manevi Tazminata Hükmedilebilmesi İçin Nişanın Haksız Olarak Bozulmasının Yanında Davacının Kişilik Haklarının da İhlal Edilmiş Olması Gerektiğine Dair Yargıtay Kararı

Nişanın Bozulmasından Dolayı Davacı Lehine Manevi Tazminata Hükmedilebilmesi İçin Nişanın Haksız Olarak Bozulmasının Yanında Davacının Kişilik Haklarının da İhlal Edilmiş Olması Gerektiğine Dair Yargıtay Kararı

 

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2019/2076

K. 2019/9756

T. 5.12.2019

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı; tarafların arkadaşlığı sonrası, … ilçesinde 20-21 Haziran 2014’te, Elazığ’da 29-30 Temmuz 2014’te düğün yapılmasının taraflarca kararlaştırıldığını, …’da düğün eğlencesinin yapıldığını, masraflarının ailesi tarafından karşılandığını, davalının kardeşlerinin düğün gecesinde kendi taktıkları takıları karmaşadan yararlanıp geri aldığını, resmi nikah için 20 Temmuz’da Elazığ’a gittiğini, otobüsle götürebileceği kadar küçük parça çeyiz eşyasını yanına aldığını, LCD TV, çamaşır makinası, yaşam ünitesi gibi büyük parçaları yanında götüremediğini, orada kötü muamelelere maruz kaldığını, davalının darp ettiğini, ailesini olaydan haberdar ettiğinin davalı ve ailesi tarafından öğrenilmesi üzerine otobüse bindirerek gönderdiklerini, pek çok eşyasının Elazığ’da kaldığını, davalının haksız ve kusurlu davranışı nedeniyle nişanın bozulduğunu, ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 75.000 TL manevi tazminat ile nişan masrafları ( orkestra, davetiye, yemekli davet, mevlüt masrafları, sandalye-masa kirası, fotoğraf ve video çekimi, evlenme amacıyla yapılan artık kullanılamaz ve 2.el telakki edilen ev eşyaları, nişan giderleri ) olan 15.000 TL maddi tazminat toplamı 90.000,00 TL’nin nişanın bozulma tarihi olan 23.07.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı; ikametgâhının Elazığ olması nedeniyle davanın Elazığ Aile Mahkemesinde açılması gerektiğini savunarak yetki itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak, 0706/2013 tarihinde davacının kız kardeşinin eski eşinin evinde nişan töreni olduğunu, her iki ailenin kültür ve sosyal farklılıkları olduğunu belirterek davacının zorlanabileceğini açık şekilde ifade ettiğini, davacının ise zor olmayacağını beyan ettiğini, … ilçesinde 20-21 Haziran 2014’te kına-düğün, Elazığ’da 29-30 Temmuz 2014’te düğün yapılmasının taraflarca kararlaştırıldığını, …’da 500 davetiye bastırıldığını, ancak 100 kişi geldiğini, ziynetlerin davacıdan alınmadığını, davacının Elazığ’a gelirken çeyiz olarak hiçbir şey getirmediğini, nişan ve düğün masraflarının davalı tarafından karşılandığını, davacının Elazığ’a geldikten sonra çeşitli bahanelerle fikrinin değiştiğini, kötü davranmalarının söz konusu olmadığını, düğüne sayılı günler kala nişanın bozulmaması için her türlü imkanın sunulduğunu, ziynetlerin geri alındığına dair ifadelere katılmadıklarını ve alışılmışın dışında ziynetlerin iadesini talep ettiklerini, nişanın bozulmasına davacının sebebiyet verdiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; dava dilekçesinin mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili Elazığ Nöbetçi Aile Mahkemesine gönderilmesine dair verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 23.12.2015 tarihli ve 2015/18683 E., 2015/21001 K.sayılı ilamı ile özetle; kişilik haklarına saldırı iddiasıyla manevi tazminat talebinde bulunan davacının, haksız eylemin işlendiği ve aynı zamanda yerleşim yeri olan … mahkemesi ile davalının yerleşim yeri olan Elazığ mahkemelerinden birini seçme ve o mahkemede dava açma hakkına haiz olduğu, yetki konusunda seçimlik haklarını kendi yerleşim yeri mahkemesinde kullandığı, mahkemece, davanın esasının incelenmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; masrafları davacı tarafça karşılanarak …’da nişan yapıldığı, sonrasında tarafların Elazığ’a gittikleri, …’da nişanda takılan takıların da Elazığ’a düğünde takılmak üzere götürüldüğü, burada düğün hazırlıklarına başlanıldığı ve düğün davetiyelerinin bastırıldığı, düğün gerçekleşmeden davalı tarafın davacının boynu kızaracak şekilde ona şiddet uyguladığı, bunun üzerine davacının kardeşini aradığı, davalıların davacıyı otobüse bindirerek onu kız kardeşinin yanına yolladığı, böylece taraflar arasında gerçekleştirilen nişanın davalı tarafça haksız olarak kusurlu bir şekilde sona erdirildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü, kısmen reddine, toplam 15.000 TL maddi tazminatın, 15.000 TL manevi tazminatın 23/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.

Dava; nişanın bozulmasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

1- ) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- ) Davalının maddi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

4721 Sayılı TMK 120. maddesinde; “Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddî fedakârlıklar karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır.” hükmü yer almaktadır.

Davacı yanın isteyeceği tazminat menfi tazminattır. Başka bir anlatımla nişanlanma olmasaydı uğranılmayacak olan parasal zarar istenebilir. Menfi tazminatın kapsamı yasada gösterilmiş olup, bunlar, dürüstlük kuralları çerçevesinde yapılan harcamalar, evlenme amacıyla yapılan harcamalar ve evlenme amacıyla katlanılan maddi fedakarlıklardır.

Maddi tazminat istenebilmesi için nişan haklı bir sebep olmaksızın bozulmuş olmalı ya da nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulmuş olmalıdır. Davacı iddiasını kanıtlarsa uygun bir tazminata hükmedilir. Davacı iddiasını her türlü delille ispat edebilir.

Somut olayda davacı taraf, nişanın bozulması nedeniyle maddi zarar uğradığını iddia ederek maddi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş ise de, davacı taraf, nişanın davalının kusurlu davranışları sonucu bozulduğunu ispat edememiştir.

Bu nedenle mahkemece; davacının maddi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu talebin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.

3- ) Davalının manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

4721 Sayılı TMK 121. maddesi; “Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Nişanın bozulmasından dolayı davacı lehine manevi tazminata hükmedilebilmesi için, nişanın haksız olarak bozulmasının yanında, davacının kişilik haklarının da ihlal edilmiş olması gerekir.

Nişanın bozulması, doğal olarak taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratır ve menfaat ihlaline neden olur. Ancak sırf, nişanın bozulmasından dolayı duyulan üzüntü ve hayal kırıklığına uğranılmış olması manevi tazminata hükmedilmesi için yeterli değildir. Doğal olan üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Zira, manevi tazminata karar verilebilmesi için istemde bulunan nişanlının kişisel haklarının fahiş olarak zarara uğramış olması gerekir. Bu fahiş zararın somut olay ve nedenlere dayanılarak ispat edilmesi gerekir.

Somut olayda; davacı, nişanın davalının kusurlu hareketleri sonucu bozulduğunu iddia etmiş ise de, davalının kusurunu ve nişanın bozulmasından dolayı kişilik haklarının fahiş olarak zarara uğradığını usulünce ispat edememiştir.

Hal böyle olunca mahkemece; davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yanılgılı değerlendirme sonucu manevi tazminat isteminin kısmen de olsa kabülüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenle davacı tarafın temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 Sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.12.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu gönderiyi paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir